Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
HomeHome  Latest imagesLatest images  SearchSearch  RegisterRegister  Log in  

 

 Burzum.. 8)

Go down 
AuthorMessage
Ruh_hastası




Number of posts : 65
Registration date : 2008-06-08

Burzum.. 8) Empty
PostSubject: Burzum.. 8)   Burzum.. 8) EmptySat 21 Jun - 6:24

Bir hikaye tadı almalıysa eğer bu anlatım, büyük ihtimalle “bir çok değişimin, bir çok taşın oynamasının başlangıcı olan bir gündü” tadında olmalı....Bu günün sonunda Varg bir katil, Mayhem grubunun kurucusu ve bas gitaristi Euronymous (Oystein Aarseth) ise bir cenaze oldu. Peki bu hikaye nasıl başladı, bu hale nasıl geldi…


Varg ve Euronymous arkadaşlığı, Death Silence Production sayesinde daha doğrusu Varg’ ın, Mayhem’ in “DeMy Steriis Dom Sathanas” albümünde session basçı olarak çalmasıyla başladı. Bir çok ortak özellikleri(neo-heaten örgütü, kilise yakmak, kilise basmak, black metal, isyan etmek) olduğu aşikardı ve arkadaşlıkları bu ortak özellikleri sayesinde daha güçlü bağlar kazanmaktaydı. Doğal olarak bir çok yanmış kilise bu ikilinin üzerine yıkılmıştı bile. Polis kanıt bulamıyordu, olay neo-heaten örgütü tarafından üstleniliyordu. Ve Varg ilk hedefti. Ancak kimse onu suçlayamazdı çünkü kanıt yoktu. Kiliseler yanmaya devam etti. Tabii Burzum-Euro arkadaşlığı da…

Kişilikleri biraz zıttı. Euronymous satanist bir imaj çizmek isterken, Varg’ ın aklındaki sadece kendince haklı davasını Odin adına kazanmaktı. Tanrının şeytanı kabul edilemez bir şeydi. Hıristiyanlar buna inanıyordu, onların inandığına inanmak en az Hıristiyan olmak kadar aşağılık bir olaydı. İlk tartışmalar başlamıştı bile. Euro sürekli Varg adına kararlar alıyordu ancak Varg, kendi kendisini yetiştirmiş birisi olarak sonucu kavgaya varan tartışmaları başlatmayı uygun görüyordu. Ayrıca aralarında anti-muslim, anti-christ tarzı tartışmalar çıktığı da söylenmektedir. Varg babasının görevi nedeniyle uzun süre Irakta bulunmuştu ve Müslüman halkın iyi olduğuna kanaat getirmişti ancak Euro bunun tersini savunuyordu. Sanırım artık pek bir önemi kalmamış olsa gerek…



Olay gününe gelince…

10. 08. 1993 günü Varg aralarındaki kontratı bozmak için Euronymous’ un Oslo’ daki evine gider. Euronymous, Varg’ ı görünce panikler ve tartışmaya başlarlar. Euro silahını aramak için koştururken Varg daha hızlı davranır ve botuna sakladığı çakısıyla Euroyu, boğazını keserek öldürür. Sonra da kaçar…işin ilginç yanı, kaçan Varg bunca zaman yaktıkları kiliselerin birinin haç’ ı arkasına saklanmış halde bulunur.

Olayın başka bir ilginç boyutu ise Euronymous un neden Varg’ ı karşısında görünce korktuğu sorusu sorulduğu an ortaya çıkar. Olaydan birkaç hafta önce Euro gittiği bir tarot falcısının Varg’ ın onu öldüreceğini söylemesiyle(bu açıklama, Mayhem davulcusu Hellhammer tarafından yapılmıştır) Euro zaten yeteri kadar konuyla alakalı olarak gerilmiştir. Ve olanlar da pek haksız sayılmadığının göstergesidir.

Varg, kitabı VARGSMALL da Euronymousdan ve cinayetinden şu şekilde bahseder;
“… Onu hiç sevmezdik, ona gülmemiz için çok sebebimiz vardı. Kendi spermlerini yalayan ve bunu herkese anlatan bir insan nasıl sevilebilirdi ki? Oslo’ ya gitmeden önce ondan hoşlanmayan bir arkadaşımın bana, üzerine büyülü bir kalemle “okumuş sıçana ölüm” yazılmış bir resim vermişti. Onu yaktım, çünkü amacım onu öldürmek değildi, ona bir şey yapmak istemiyordum Oslo’ ya ona kontratı vermek için gidiyordum. Kontratı ona vermek, onu bir daha görmemek, konuşmamak anlamına geliyordu. Onunla konuştum ve sinirlendi, panikledi. Bana vurmaya kalkıştı, fakat yere düştü. Mutfağa bıçak almak için koştu. Fakat ben ondan daha hızlıydım ve botumdan bıçağımı çıkarmıştım. Yatak odasına ve hole koştu. Bu sefer elektrik şok cihazını bulamadı. Ona saldırdım. Dışarı kaçtı. Bağırmaktan başka bir şey yapamıyordu. Çünkü silahı olmadan kavga edemezdi. Sadece tek bir darbede kafatasını kestim. Vücudundaki 14-15 kesiği de “şerefli” sağa, sola koşarken, kırık cam parçalarına çarpmasıyla edinmişti. Ona saldırdım çünkü öldürmeyi planlıyordu. Bunu biliyodum. Belki de bunu bildiğimi sandığı ve onu cezalandıracağımı düşündüğü –ki cezalandırdım- için beni öldürmeye kalkışmıştı.”

Varg, olayı bu şekilde anlatmıştı kitabında. Ne kadar doğrudur bilinmez ancak Euronymousdan artık cevap alamayacağımız aşikar ve bu nedenle Varg için hikaye buysa, bizler için de budur.

Kitapta ilgi çekici bazı bölümler yok değil ancak açık söylemeliyim ki, Burzum’ un deli olduğunu düşündürmüyor değil. Son yıllarda yaptığı açıklamalarda toplanınca kitap deliliğin ilk alametleri olarak gelmiş sayılabilir. İşte ilgi çekecek bazı bölümler;

Kendi ırkı hakkında; “ben, kanımın 1/16’ sı İsveç, 15/16’ sı Norveç olan kızgın bir Alman’ ım” diyor ve kızgınlığına sebep olarak da; “Alman olmayan insanların devamlı sembol ve tarihi kullanmak istemeleri”* ni gösteriyor. .

Ve Burzum, Diğer dinler ve ırklar hakkındaki görüşlerini** şu şekilde sıralıyor;
“Hıristiyanlar, kendilerinin güçlü olmasını istemiyor, bizim zayıf ve aciz kalmamızı istiyorlar. Tüm ırkları karıştırarak tek bir ırk yaratmak istiyorlar. Almanlar, İskoçlar, Araplar, Zenciler ve diğerleri…Hıristiyanlık adına ölmemizi istiyorlar. Yahudilerin varoluşu nedeniyle yıllarca savaşlar sürdü. Kendi dışındaki karalarda hükmetmek istemeleri onları onları çalışmaya zorladı. Müslümanlardan nefret ederler çünkü onların sahip olduğu güçten korkuyorlar. Müslümanlar ise güçlerini Yahudi halkını yok etmek için kullanıyor(Bol Şanslar) Zenciler!... AIDS’ in bize nereden geldiğini, kimlerin yaydığını düşününé Ormanlarda hayvanlarla seks yapan bir ırk! Dahası ne olabilir ki? Ve Hıristiyanların onları da aralarına alarak elemine olmuş güçlü ırkla hakim olma tavırları”…

Biraz ilginç yaklaşmış konuya nacizane görüşüm. Tabi sizler ne dersiniz bilemem. Ancak diğer Burzum fanlarının çoğu gibi “O nefret ediyor, ben de ederim hatta pis Yahudiler pis pis pis” dememeniz en mantıklısı…

Burzum’ un inancı nedir peki? Onu da hemen kitabından bir alıntıyla öğrenelim***…
“annem 6-7 yaşlarında dışarı çıktığı vakit, annesinin onu bir melek vasıtasıyla neler yaptığını öğrendiğini ve hep çevresinde bu meleği aradığını anlatırdı…ve annem yıllarca bu melek hikayesi yüzünden kendisini güçsüz hissetmiş. Şimdi soruyorum: Böyle bir hikaye insanın karakterini nasıl etkiler? Eğer annem gerçeği görmeseydi melek diye bir şeyin olduğunu anlamasaydı…Hıritiyan saçmalığı…Bunun sonucunda ne annem güçsüz kılındı ne de kardeşlerim vaftiz edidi. İnancım yok mu peki? Odin’ den geldik, Odin’ e gideceğiz…İnancım Odin’ e!

Evet Burzum hakkında az-çok fikir oluşturduk ancak bu adamın hapis hayatı neydi, nasıldı…
Burzum gayet rahat bir şekilde hapis hayatı sürdürmektedir. Odasında pc, tv bulunmaktadır. Haftada 2 gün dışarı izni ve röportaj yapma izinleriyle beraber gayet makul yaşamaktadır ancak yılbaşı için çıktığı bir vakit hapse geri dönmez ve yetkililer O’ nu annesinin sıcacık kollarından alarak hapishaneye geri ...ürür. Çıkmasına pek az kalmışken yaptığı bu eylem cezasını uzatmak için kasıtlı mıdır bilimez ancak süreyi uzattığı aşikar.
Sevenleri onun çıkışının mükemmelliğini düşünedursun, şaka maka bu adam 3,5 oktavlık orgla albüm yapıyor. Sanırım içindeki müzik ateşi, en önemlisi olsa gerek.
Back to top Go down
 
Burzum.. 8)
Back to top 
Page 1 of 1

Permissions in this forum:You cannot reply to topics in this forum
 :: Müzik-
Jump to: